19 Mayıs 2010 Çarşamba

Futbolcu Robert Downey Jr.



Xavier Hernandez Creus, nam-ı diyar Xavi. 1980 doğumlu katalan 11 yaşından beri barcelona'da. 18 yaşında A takıma yükseldikten sonra, önce Van Gaal'in daha sonra da diğer Barcelona'da teknik adamlarının gözdesi oldu. Şu anda ise Migueli'nin ardından Barcelona formasını en çok terleten oyuncu konumunda. 2008'de EURO2008'in en değerli oyuncusu seçildi, 2008-09, 2009-10 sezonlarında la liga'da en çok asist yapan oyuncu oldu. Milli takımda 84 maç oynadı, IFFHS'ye (The International Federation of Football History and Statistics) göre 2008 ve 2009'un en iyi oyun kurucusu vesaire vesaire. Bunları 3-4 tane site karıştırarak zaten öğrenebilirsiniz. Bu yazının bugün yazılmasının sebebi böyle inanılmaz bir kariyere sahip bir oyuncu nasıl bu kadar profesyonelce davranabilir. Tüm takım resmi olarak tatilde olmasına rağmen, Xavi ve Busquets bu sabah gönüllü olarak Barcelona'nın antrenman sahasındaydılar. Dünya Kupası öncesi formunu korumak isteyen iki Katalan, özel olarak idman yaptı. Siz Xavi gibi dünyanın en iyi 3-5 futbolcusundan biri olsaydınız, böyle bir fedakarlık yapar mıydınız? Ben yapmazdım galiba. Heralde o yüzden hastayız Xavi'ye.

2 Mayıs 2010 Pazar




bir takımın taraftarı, kendi takımının düşük de olsa ligden düşme ihtimali varken, ezeli rakipleri şampiyon olamasın diye kendi maçında rakip takımı tutar mı? Tutmayı geçtim ateşli bir şekilde tüm maç boyunca destekler mi? Faşistse destekler: Lazio-Inter maçı. Bu da futbolun bir rengi ama biraz itici bir rengi sanırım.

That's the football, sometimes


Dünyanın en güzel statlarından biri İngiltere'deki Wembley stadı. İngiltere Milli Takımı'nın sahası olarak kullanılan bu stad yılda sadece 14-16 maç hizmet vermekte. İngiltere'deki kupa finalleri ve milli takım maçları dışında maç oynanmayan wembley'de futbolun dışında çok önemli bir kaç rugby maçı oynanıyor. Bunların dışında ise aralarında pearl jam, u2, oasis, madonna gibi yıldızların konserlerinin, aynı zamanda live earth gibi çok önemli organizasyonların ev sahibi bu efsane stad. Gelgelelim ki yılın genelinde fazla kullanılmayan bir stat olsa da wembley tüm futbol severlerin kalbinde çok büyük yer eden bir futbol mabedi, ingilizlerin tabiriyle "the home of football".

Wembley stadını televizyonda gördüğünüzde veya mümkünse ziyaret ettiğinizde göze çarpan ilk şey müthiş mimarinin yanında "carlsberg". Nasıl yani diyebilirsiniz. Daha underground'dan inip stada yürüdüğünüz 500-600 metrelik yolda carlsberg afişleri, carlsberg satılan küçük barlar/publar gözünüze gözünüze çarpıyor. Ne stadın dışında ne de içinde Carlsberg'den başka bira satılmıyor. Herkes ellerinde carlsberg'leriyle maçı izliyor ve bilinçaltımıza " futbol seven adam carlsberg içer arkadaş" yavaş yavaş kazınıyor. Ayrıca Carlsberg, çoğumuzun aklına "Liverpool'un sponsoru" olarak kazınmış bir bira markası. Dile kolay tam 1992'den beri tam 18 yıldır Liverpool'un ana sponsoru. 19 yaşında olan benim gibi bir için "kendimi bildim bileli Liverpool'un sponsoru" demek yanlış olmaz.

Liverpool, taraftarı olalım olmayalım, Premier League i takip edelim etmeyelim, futbolun en romantik, en köklü kulüplerinden biridir. Taraftarıyla, kulüp yapısıyla oyunu seven her insanın saygısını kazanmıştır. Böyle köklü ve futbol romantizminin doruğa çıktığı, bağlılığın ve takıma sadakatin en üst düzeye çıktığı bir kulübe 18 yıl sponsor olan Carlsberg ise bir ekonomistin gözünden daha komplike gözükse de futbol severler tarafından kulübe sadakatiyle Liverpool'un saygınlığından kendi payına düşeni almıştır. O da bu tutumuyla "you'll never walk alone" prensibine sadık kalmıştır.

Bira dendiğinde akla ilk gelen beş şeyden ikisinin erkek ve futbol olduğundan şüphem yok. En azından benim adıma böyle. Carlsberg ise bunu özümseyerek onlarca ülkede saygın bir marka olmayı çok büyük oranda futbolla sağlamıştır. Sadece Liverpool ve Wembley ile de değil aynı zamanda dünya kupasının da resmi sponsorlarından biri . Bir araştırmaya göre Liverpool taraftarlarının %65'i sadece Carlsberg içiyor. Futbol severlerin de tabiri caizse "resmi içeceği".

Peki bu yazıyı şu an yazmamın sebebi nedir? Bir akrabam veya tanıdığım Carlsberg'de çalışmıyor sizi temin ederim. Sadece bir bira markasının futbolun dünyada ne kadar insana ulaşabildiğini bilerek stratejisini bu kadar sağlam kurmasının bir somutlamasını gördüm bugün Liverpool-Chelsea maçında. Bugün Liverpool'un formasının önünde 18 senedir olduğu gibi Carlsberg yazmıyordu. En azından araştırana kadar ben böyle zannediyordum. Bu sene World Expo 2010 Şangay'da. Bununla ilgili olarak Carlsberg Çin pazarında da marka değerini arttırabilmek için Liverpool sahaya önünde Çince Carlsberg yazan formalarla çıktı. Futbolun kendi üzerimde de dahil olmak üzere dünya üzerindeki etkisini bir kez daha görmeme sebep oldu.

Bana tad olarak en güzel bira olarak gelmese de sadece futbolun nüfuzunu kullanarak bilinçaltıma işlemiş, ve bana "Carlsberg, Carlsberg über alles" dedirtebilmiştir.

PS: Carlsberg bu sezondan itibaren Liverpool'unu sponsoru olmayacak. Liverpool 4 yıl için 80 milyon pound'a Standard Chartered bankasıyla anlaşarak, Manchester United'la birlikte senelik 20 milyon pounda forma reklamı geliriyle forma sponsorluğundan en çok kazanan kulüp olacak.