bir yudum daha aldım kadehimden,
yeşil zeytinin içini küçük domates parçaları,
benim içimi havalandırmadan gelen hava,
Dolduramadı.
bir yudum daha,
kafam yağmur bulutlu.
benim yüküm ön yargılarımdı,
yağmur bulutlarınınkini bilemem.
bir yudum daha aldım,
saate bakmayı bıraktım;
o an saat durdu.
ya da tam tersi.
dünya dönmüyor artık.
aynı hızda dönüyoruz onunla.
bayılıyorum bağıl hızdaki relativizme.
bir yudum daha aldım.
bilincimi kaybedeyazdım,
ki
meğer kadehteki babannemin vişne suyuymuş.
yıkıldım.
i.a.demir
