3 Temmuz 2010 Cumartesi

Maç İzlenimleri #58: Gana - Uruguay

Sene 2005, İstanbul'daki şampiyonlar ligi finali... Devreye 3-0 önde girmiş Milan, Liverpool karşısında. Liverpool maçı 3-3'e getiriyor ve maç penaltılara gidiyor. Kazanan Liverpool. Sene 2008, Hırvatistan - Türkiye çeyrek final maçı. Hırvatistan dakika 119'da golü buluyor, ve hepimizin bildiği gibi Türkiye Semih ile 120+1'de eşitliği sağlıyor. Müthiş bir geri dönüş. Penaltılara gidiyor. Kazanan Türkiye... Daha onlarca örnek var aklımda sıralayabileceğim. Böyle maçlarda, mucizevi işlerden sonra maç penaltıya giderse, mucize lehine işlemiş takım penaltılarda kazanır. Bugün de böyle oldu. Dakika 120'de A. Gyan penaltıyı kaçırınca, yarı finale kimin çıkacağı belli oldu. Bunda etkili olan faktör moral-motivasyon falan da demek istemiyorum. Futbolun manitusu taraf değiştiriyor adeta.


Maça Uruguay çok hızlı başladı. İlk yarının ilk 20 dakikasında çok baskılı ve "biz demiştik abi Uruguay çok rahat yener" diyenleri haklı çıkaracak şekilde oynayan bir Uruguay vardı. Gana ise sahada varlık gösteremiyordu. Ne olduysa dakika 20'den sonra oldu. Gana oyunun üstünlüğünü ele geçirdi ve pozisyonlar buldu. Devre bitti derken Muntari'nin 35 metreden vurduğu top ağlarla buluştu ve Gana devre arasına önde ve mutlu giren taraf oldu. 


İkinci yarıda da üstün oynayan taraf Gana idi. Uruguay'ın Platini'si Forlan sahneye çıktı ve muhteşem bir gol attı. Gerçi üst düzey bir kaleci o topu öyle içeri almazdı ama Forlan'ın da hakkını yememek lazım. Forlan, benim yetişemediğim ama NTV spor sağ olsun belgesellerden takip ettiğim Platini gibi oynuyordu. Uzun paslar, oyun kurmalar, uzaktan şutlar, ara paslar... her şeyi yapmaya çalışıyordu Forlan sahada. Yine de üstünlük Gana'daydı. İnanılmaz atletik oyuncularıyla oyunun üstünlüğünü hiç bırakmadılar. Gol bulamasalar da birkaç pozisyona girmeyi başardılar ve kendi kalelerinde pozisyon vermediler. Maç uzadı. Bir istatistik vardı: Şimdiye kadar dünya kupalarında Afrikalı bir takım eleme usulü maçlarda uzatma oynamadan bir üst tura çıkamamıştı. Yine öyle olacaktı. Çünkü Gana üstün oynuyordu ve bu üstünlükle çıkmayı hak eden taraftı. Dakika 120'de Suarez gayet akıllıca elle çıkardı topu çizgiden. Sonuçta o noktadan sonra kırmızı yesen ne olur yemesen ne olur. Gerçi Suarez'in o sırada bu kadar da mantıklı düşündüğünü zannetmiyorum çünkü inanılmaz bencil bir oyuncu. Düşünmüş olsa, "lan kırmızı gördükten sonra takım kupayı kazansa kaç yazar. Ben gol kralı olayım da ne olursa olsun." mantığı güdeceğine eminim. Ama o refleksi Suarez'i kahraman yaptı. Çok kötü oynamasına rağmen takımını turnuvada tutan oyuncu oldu.
Futbol işte. Güzel oyun her zaman adaletli olmuyor. Gana'nın 100 dakika daha iyi oynadığı maçı Uruguay kazandı. Ben popstar'da kör adamı tutan adamlardan değilim. "Gana Afrika'lı ezilmişler yıllarca olum yazık kazansınlar" demediğimi belirteyim. Sadece bu kadar üstün oynayıp kazanamamaları beni bir sporsever olarak üzdü. A.Gyan'ın o kritik penaltıyı kaçırdıktan sonra penaltılarda ilk penaltıyı kullanması ise bir futbol güzelliğiydi. Ben hayatta alamazdım o riski gibi geliyor. Helal olsun adamlara.


Uruguay yarı finalde Hollanda ile karşılaşacak. Suarez'in yokluğunda Uruguay'ın daha fazla sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. En azından 3'e1 falan atak yakalarlarsa pas atmak yerine o bir kişiyi çalımlamaya çalışıp golü atmayı deneyecek bir bencil olmayacak sahada. Ama buna rağmen Hollanda çok daha şanslı. Çünkü Uruguay gruplarda oynadığı futbolun bile gerisinde şu anda. Aynı özveri ile oynamıyorlar. Bir de tüm Afrika'nın bedduası Uruguay'ı etkileyecektir.(beddua dediysem voodoo benzeri şeyler de olur) Bu yüzden Hollanda 80% finalde diyebiliriz.


Maçın adamı: "Asamoah Gyan" Sen şampiyon olmasan da... triplerine girmiş değilim. Ben böyle sağlam bir forvet çok az gördüm. Tek forvet oynayan ve arkadan az destek alan Gyan tek başına Uruguay savunmasıyla uğraştı. Omuz omuzaların neredeyse hepsini kazandı. Vursalar da yıkılmadı ve Drogbavâri bir oyun sergiledi. Çok kritik bir penaltı kaçırdıktan sonra ilk penaltıyı kullanması, zihinsel olarak maça ne kadar iyi hazırlandığını; yenildikten sonra ayağa kalkamayacak kadar ağlaması ise o kalıba rağmen aslında ne kadar duygusal bir adam olduğunu gösteriyordu. Adnan Polat Gana'yı Galatasaray'a getirecek diyordu birkaç gazete. Öyle bir şey olacaksa Gyan'la başlama taraftarıyım.


Maçın hayal kırıklığı: "Maxi Pereira" Uruguay'ın sisteminde önemli adamlardan olan Maxi aksayınca, takım da etkili olamadı. Savunmada da hücumda da yeterince etkili değildi. Hücuma çıktığında yanlış tercihlerde bulundu. Mücadeleci stilini sahaya yansıtsa da klişe tabirle bal yapmayan arı gibiydi. Suarez'den daha iyi oynadı aslında ama ne kadar kötü oynasa da turu takımına getiren adam Suarez olduğu için hayal kırıklığı Maxi Pereira oldu.


Maçın seyir zevki: "8.5/10" Çok güzel bir maçtı. Brezilya - Hollanda maçından kat be kat zevkli bir oyun seyrettik. Özellikle Gana'nın organize atakları, maçın seyir zevkini arttıran en önemli unsurlardandı. Forlan'ın Platini'liğe soyunması gibi maça tat veren etmenler de vardı. Zaten son dakikalarda da drama unsuru eklenince maçın heyecanı inanılmaz arttı. Turnuvanın akılda kalacak maçlarındandı.

1 yorum: