12 Haziran 2010 Cumartesi

Maç İzlenimleri #1: G.Afrika - Meksika

Dünya kupasının açılış maçının ilk 20 dk'sını kaçırdığımı göz önüne almazsak, çok heyecanlıydım. Fransa98 ile başlayan dünya kupası serüvenimde dördüncü duraktaydım. Arkadaşlarla buluşup ilk maçı Kadıköy'de izlemeye karar verdik. Vermez olaydık. Sokaklarda dünya kupasının başladığına dair tek bir iz yok. Kafe/barlarda maçı izleyen beş on kişi var sadece. Maçın sesini açtırmak isteyince "offf ne varsa var bunu dinlemek zorunda mıyız" diyen teyzeler (vuvuzela ile ilgili değildi endişeleri, dünya kupasının ta kendisiyleydi), karşılıklı rakı içerken maçı göz ucuyla da olsa izlemek yerine sokaktan geçenleri kesen adamlar... Tam bir hayal kırıklığıydı. Dünya kupasına bu kadar ilgisiz kalınamazdı, kalınmamalıydı. Meşin kafalılıktan da değil. Kupanın ruhu her zaman bir başka olmalıdır, başkadır da. Bugün Bağış Erten'in de televizyonda söylediği gibi: "Ben dünya kupasını futboldan daha çok severim."

Maça dönecek olursak, söylediğim gibi ilk 20 dk'yı trafik sebebiyle kaçırdım ama arkadaşlarımın bloglarından takip ettiğim üzere Meksika ilk 20 dk'da üstün olan tarafmış. Özellikle Dos Santos, Galatasaray'da oynadığı 14 maçın her hangi bir 5 dk'lık diliminde oynamadığı kadar iyi oynamış. Benim izlemeye başladığım kısımda G. Afrika maça dengeyi getirdi. Maç tipik berabere biteceği belli dünya kupası açılış maçı tadında ilerliyordu. İkinci yarı G.Afrika daha iyi oynayan takımdı. Bunun da karşılığını dakika 54'te Kaizer Chiefs'li sol kanat Siphiwe Tshabalala'nın muhteşem golüyle öne geçerek aldılar. Golün şokunu atlattıktan sonra kendini toparlayan Meksika, golü 79'da Guardado'nun asistinde Marquez'in golüyle buldu. Bu dakikadan sonra her iki takımın atakları olsa da, herkesin aksine G. Afrika'nın hak ettiğini düşündüğüm açılış maçı 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı.

Maçın Adamı: Teko Modise Kariyerini Orlando Pirates'da sürdüren 28 yaşındaki sağ kanat oyuncusu oyun stiliyle bana Yattara'yı hatırlattı. Bileklerine çok hakim, teknik, bir anda hızlanabilen ve Rıdvan'ın deyimiyle "kateden futbolcu" özelliklerini sahaya yansıttı. Göze hoş gelen hareketler genelde Meksika'dan (santos, guardado, hernandez gibi oyuncuların varlığı sebebiyle) beklense de seyir zevki en yüksek futbolcu oldu.

Maçın hayal kırıklığı: Oscar Perez Hayal kırıklığı dediğime bakmayın. Zaten Oscar Perez'den çok da bir şey beklediğim söylenemez. Maçın en kötüsü Meksika'nın kalede Uğur Boral vari fuleli yer tutma çabalarıyla, gereksiz çıkışlarıyla ve güven vermeyen performansıyla Oscar Perez oldu.

Maçın seyir zevki: 6/10 Açılış maçı olmasa bu büyük ihtimal 4/10 olurdu, ama büyük heyecanla bana çok zevkli geldi maç.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder