13 Haziran 2010 Pazar

Maç İzlenimleri #3: G.Kore - Yunanistan

Pivot santrforlardan sağ ve sol açık yaratmak. Otto Rehagel'in yönetmenliğini yaptığı absürd komedi, bugün televizyon ekranındaydı. Yok öyle bir dünya diyerek başlayabiliriz maç hakkında konuşmaya. 1.91'lik Charisteas'ı sağ kanada, 1.93'lük Samaras'ı sol kanada koyan Otto Rehagel'in aklından neler geçiyordu acaba bunları yaparken. "Bir 4-3-3 ne kadar kötü oynanabilir?" diye düşünmüş olabilir. Ayrıca gollerinin yarısını duran toptan bulan bir takımın, 11 kornerden gol çıkaramamış olması ve bunun yanında yediği ilk golün bir duran toptan gelmesi beni ayrıca şaşırttı. Ben Yunanistan’ın Euro 2004 zaferine nefretle bakanlardan değilim. Tercih etmem öyle bir futbol anlayışının kupayı kazanmasını; ama yüksek seviyede saygı duyarım. Güzel savunmaların, seyir zevki açısından, güzel goller, güzel paslar gibi değerli olduğunu düşünürüm. Euro 2004’te gelen başarının anahtarı duran toplar gibi gözükse de Zagorakis önderliğinde geliştirilen(çok hızlı gelişmese de) hücum organizasyonlarıydı. Bu Yunanistan’da ise bırakın hücum organizasyonunu, rakip sahada 5 pas yapabildiklerini görmedim.

Hazırlık maçlarındaki performansıyla turnuvaya renk katacağı belli olan Güney Kore ise sağlam savunması ve Premier League’de forma giyen iki oyuncusunun (Man Utd’lı Park, Ji Sung ve Bolton’lu Lee Chung Yong) güzel oyunuyla zor geçmesi beklenen maçı 2-0 gibi net bir skorla kazanmasını bildi. Güney Kore adına maçta en çok göze çarpan şey, Osman Tanburacı’nın 4 yazısının 7’sinde yazdığı, 4-6-0 taktiğini çok iyi uygulamasıydı. Çok iyi bir takım savunması sergileyen ve orta sahada kaptığı toplarla atağa çıkan Güney Kore, milimetrik arapaslarla ve hızlı oyuncularıyla sonuca gitti. Bu sezon premier league'de oynadığı futbolla dikkat çeken Lee Chung Yong ise turnuva boyunca takip edilmesi gereken genç oyuncular listemde ön sıralara doğru ilerledi.

Maçın adamı: “Cho Yong-Hyung” Tarzıyla bana Büyük Kaptan Bülent Korkmaz’ı hatırlatan ve futbol yaşantısını Güney Kore’de Jeju United’da sürdüren 4 numaralı defans oyuncusu, yerinde müdaheleleri ve savunmadaki Neill vari soğukkanlı hareketleriyle dikkat çekti. Neill’ın yanına bir stoper arayan Galatasaray’a 27 yaşındaki çekik gözlü Bülent Korkmaz’ı öneriyorum.

Maçın hayal kırıklığı: “Alexandros Tziolis” Tipik bir deep lying playmaker olan Tziolis, Panathinaikos’daki günlerini mumla arattı. Bırakın oyunu kurmayı, genelde yanlış pas tercihleriyle oyuna çomak soktu. Zaten gününde olmayan bir Yunanistan takımına ayak uydurdu.

Maçın seyir zevki: 5/10 Her ne kadar Yunanistan bunu düşürmeye çalışsa da Güney Kore hızlı futbolu, Kore liginde forma giydiği için izleme şansı bulamadığımız kapalı kutu oyuncularıyla ve zaten tanınan yıldızlarıyla seyir zevkini arttırdı ve belki de dayanılmaz olacak maçı vasat hale getirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder