14 Haziran 2010 Pazartesi

Maç İzlenimleri #7: Sırbistan - Gana

Yenildi diye döneklik etmeden söylüyorum, eğer bir takım sürpriz yapıp yarı finale çıkarsa bu takım Sırbistan olur diyordum. Fikrimin arkasındayım hala, ama zor görünüyor gerçekten. Gruptan çıkmak için Almanya'dan bir beraberlik koparması lazım Sırpların ki o da pek kolay değil, hele bugünkü Almanya-Avustralya maçını gördükten sonra hiç kolay değil.

Maça gelecek olursak, tahminlerin aksine Sırbistan oyunu domine edemedi. Gayet dengeli geçen bir ilk yarı vardı. Karşılıklı ataklar, Real Madrid'in listesinde olduğu iddia edilen Kolarov'un seyredilmesi gereken ve çok az farkla auta çıkan frikiği, Gana'nın hızlı ve bileğine hakim oyuncuları... Her iki takımda orta sahayı çok çabuk geçiyordu, bu da maçın seyir zevkini arttırıyordu.

İkinci yarı da ilk yarı gibi dengeli devam ediyordu. Karşılıklı birkaç atakta her iki takım da sonuç alamadı. Maçın seyrini değiştiren olay ise dakika 62'de gerçekleşti. Benim maçın başından itibaren "niye yok abi?" dediğim Kuzmanovic'in oyuna girişi... Her ne kadar maçın dönüm noktası Lukovic'in 74'te ikinci sarıdan atılması gibi gözükse de, Sırbistan 10 kişi kaldıktan sonra kalesinde tehlike görmeden iki net pozisyona girdi. Ama dakikalar 83'ü gösterdiğinde Kuzmanovic bırakın kendi kalitesine, herhangi bir profesyonel futbolcuya yakışmayacak amatörlükte bir hata yaptı. (evet sinirliyim, öyle uzatılır mı kol arkadaş) Penaltıyı değerlendiren Asamoah Gyan takımını 1-0 öne geçirdi. Kuzmanovic için bu yeterli değildi. Bir de çok net bir pozisyonu 40 m (tamam o kadar değil de baya dağlara taşlara gitti) yukarıdan auta vurdu, ve maç Gana'nın üstünlüğüyle sona erdi. Gana grupta çok büyük bir avantaj yakalarken, oynadığı güzel ve hızlı futbolla, neşeli taraftarlarıyla, ve atletik oyuncularıyla 2006'da yakaladığı ikinci tur başarısını tekrarlayabileceğinin sinyallerini verdi.

Maçın adamı: "Kwadwo Asamoah" Udinese'li, Essien'in yokluğunda pas organizasyonlarının kilit noktasıydı. Arkasında "Essien Power" ı hissetse belki daha da güzel oynardı ama yine de pas yüzdesi çok yüksekti. Aynı zamanda orta sahada rakibe basmayı da ihmal etmedi ve pek çok top kaptı. Takımını ileriye taşıyan adamdı.

Maçın hayal kırıklığı: "Zdravko Kuzmanovic" Genelde tek hatayla adam satmam ama bu hataya satarım. Maçı, başından itibaren Kuzmanovic'in ilk 11'de olması gerektiğinden dem vurarak izledim, yapmaz olaydım. Neyse olayı çok kişiselleştirmeyeyim, oynadığı 30 dk boyunca tek bir olumlu hareket yapmadı. Pantelic'den bile kötü oynamayı başararak beni hayal kırıklıklarına gark etti.

Maçın seyir zevki: "7/10", Önceden de bahsettiğim gibi her iki takımın da orta sahayı çok hızlı geçmesi, topun bir o kalede bir bu kalede olmasını sağladı ve seyir zevkini arttırdı. Sırbistan'ın benim turnuvadaki favorilerimden biri olması da benim için seyir zevkini arttıran bir şeydi. Şu an dikkatimi çekti, izlerken bira içtiğim maçların seyir zevki artıyormuş.

PS: Kuzmanovic maçtan sonra: "Umarım takım arkadaşlarım beni affeder. Topa kafayla müdahele etmek istemiştim ancak elime çarptı. Hatalıydım, tek yapabileceğim şey özür dilemek" demiş. Üzüldüm şimdi fazla tepki verdim diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder