19 Haziran 2010 Cumartesi

Maç İzlenimleri #20: Fransa - Meksika


İrlandalıların ahı tuttu. Fransızlar, çoğu kişiye göre "katılmayı hak etmedikleri" turnuvaya, erken veda etmeye çok yakın. Uruguay-Meksika maçından beraberlik çıkarsa Fransa ne yaparsa yapsın gruptan çıkamıyor. Peki neydi Fransa'yı bu duruma düşüren?

Emmanuel Petit'ye göre Fransa'nın bu duruma düşmesine neden olan şey takımın defansı. Kendimizi çok üstün gördük ve savunmaya yeteri kadar önem vermedik diyor Emmanuel Petit, Domenech'i savunma futbolu oynattığı gerekçesiyle eleştiren milyonların aksine. Aynı zamanda savunma ve orta saha ile forvet arasında bağ kuramadık diye de ekliyor.

Bir başka efsane Zinedine Zidane ise maçtan sonra yaptığı açıklamada, "iyi oynayan kazandı" dedi. Domenech'in kadro tercihine, özellikle Gourcuff'ü oynatmama tercihine katılmadığını söyleyen Zizou, Meksika bizden daha iyi oynadı ve kazandı dedi.

Fransa'nın önemli oyuncularından Jeremy Toulalan ise bence en çarpıcı açıklamayı yaptı: "Sahada bir takım değil, 11 ayrı birey vardı" Fransa'daki sorunun kolektif uyum olduğunu belirten Toulalan, takımının ikinci tura kalmasının bu noktadan sonra mücize olacağını söyledi.

Ben Fransa'nın Meksika'ya yenilmesine hiç şaşırmadım. Hazırlık maçlarında çabalamasına rağmen gol bulamayan bir takımın Meksika gibi iyi oynayan bir ekibe kaybetmesinden doğal bir şey yok. Bu efsanelerin üzerine yorum yapacak kadar da ukala değilim, o yüzden ben Meksika'ya geçeyim.

Play Station daha yeni çıktığında, herkes Roberto Carlos'u hızlı diye forvete koyardı. Genelde işe yarardı da. Aguirre'de buna benzer bir şey yaptı, ve yine işe yaradı. "Marquez gibi pas verebilen bir adamı defansa koyarak ziyan etmeyelim, orta sahaya koyayım da pas dağıtsın" diye düşünerek Marquez'i orta sahaya yerleştirdi. Zaten kariyerinde o bölgede görev yaptığı pek çok maç vardı ve beklenildiği gibi Marquez orta sahada da çok iyi oynadı. Üçlü orta sahada Torrado, Juarez ve Marquez çok iyi iş çıkardı ve Fransa'ya atak şansı tanımadılar. Dos Santos-Vela ve Franco ile de gol aradı Meksika. Aguirre dk 55'te Juarez'i çıkarıp müstakbel Man Utd'li Hernandez'i oyuna alarak forveti ikiledi ve maçın üstünlüğünü ele geçirdi. Bu dakikadan sonra pek çok pozisyon bulan Meksika, golü Fransa'nın amatör ofsayt taktiği uygulamasında Hernandez ile buldu. Fransa yenik durumda olmasına rağmen tek bir pozisyona bile giremiyor, orta sahayı bile zar zor geçiyordu. Zaten sonra, gerçek mevkisi sol bek olan Abidal'in stoperde yaptığı hatayla penaltı kazanan Meksika, gole çevirdiği penaltıyla maçı kopardı ve 2. tura kalma yönünde büyük bir avantaj elde etti. Fransa'nın gruptan çıkması ise artık kendi elinde değil; ama herkesin zannettiğinden çok şansı var bence Fransa'nın. Çünkü Meksika da Uruguay da Arjantin'le karşılaşmamak için ikinciliği kabullenmeyecektir ve kazanmak için oynayacaktır. Güney Afrika'yı yenerse Fransa'nın gruptan çıkacağını tahmin ediyorum.

Maçın adamı: "Pablo Barrera" Türkiye-Norveç maçında bizim başımıza gelmişti bu. Sağ bekte İbrahim Kaş'la başlamıştı Fatih Terim maça. İlk yarının ortalarına doğru İbrahim Kaş sakatlanınca Gökhan Gönül mecburen oyuna girmiş ve maçı koparan oyuncu olmuştu. Aynı şey dün Meksika'ya oldu. Vela iyi oynamıyordu ve sakatlandı. Yerine giren Barrera ise Fransa'nın Evra'lı sol kanadını otoyola çevirdi. Bir de penaltı yaptırdı ve maçın en etkili oyuncusu oldu.

Maçın hayal kırıklığı: "Florent Malouda" Benim için en zor tercihlerden biri oldu. Gerçi bir taraftan da en kolayı. Çünkü maçın hayal kırıklığı olarak Fransa'dan kimi seçsem daha kötü oynayan vardı, diğer yandan da kimi seçsem sırıtmazdı. Malouda zaten kötü oynayan ve orta saha-forvet bağını kuramayan takımında bu bağı kurması beklenen adam olmasına rağmen bunu başaramadı ve hayal kırıklığı yarattı.

Maçın seyir zevki: 5/10 Domenech'in çöküşünü izlemek için bile şu maç seyredilirdi. İlk yarı kötü geçse de ikinci yarı Meksika iyi bir futbol oynadı ve favori olan rakibini yenmeyi başardı.

1 yorum: